Damla sakızı ağacı, Ege ve Akdeniz kıyılarında maki örtüsü bulunan bölgelerde sürekli yeşil kalan ve çalı görünümünde bir bitkidir. Bu ağacın dalları ve gövdesinden çıkan reçine, sakız hücrelerinden oluşur. Ağacın gövdesi ve dallarından açılan kesiklerden çıkan doğal sıvı, hava ile temas ettikten sonra sertleşerek, yuvarlak ve oval şekilli, sarımtırak renkte damla sakızı oluşturur. 15-50 yaş arasındaki ağaçlardan ortalama 300-350 gram damla sakızı toplanır. Sakız ağacı, iki evcikli bir bitkidir ve dişi ile erkek cinsiyetli ağaçlardan oluşur. Damla sakızı, erkek ağaçlardan elde edilir. Bu ağaçlar tohumla üretilir, ancak aşılama yapılması gereklidir. Kalın dallardan budanan odun fidanlarının doğrudan toprağa dikilmesi veya yıllık sürgünlerle yapraklı fidanlardan köklendirilmesiyle geniş araziye dikimi yapılabilir ve sakızlık kurulabilir.

Geçmişten gelen lokman hekimler, damla sakızını saç dökülmelerinde, yılan sokmalarında ve birçok hastalıkta ilaç olarak kullanmışlardır. Sakız ağacının dallarından yapılan kürdanlar diş parlatmasında kullanılabilir. Damla sakızının kimyasal bileşeni %97 oranında reçine asitleri ve mastikorezenlerden, %1-3 oranında ise uçucu yağlardan oluşur.

Damla sakızı, sadece sağlık ve kozmetik alanlarında değil, aynı zamanda gıda endüstrisinde de önemli bir yere sahiptir. Özellikle Akdeniz mutfağında çeşitli tatlılar ve içeceklerde yoğun olarak kullanılmaktadır. Tarih boyunca, damla sakızı ticareti, özellikle Sakız Adası'nda önemli bir ekonomik faaliyet olmuştur. Günümüzde, bilimsel araştırmalar damla sakızının anti-inflamatuar ve antioksidan özelliklerini ortaya koymakta ve bu özellikler sayesinde çeşitli sağlık problemlerinde kullanılma potansiyelini artırmaktadır.

Damla sakızı ağacının sürdürülebilir şekilde yetiştirilmesi ve hasat edilmesi, hem doğal kaynakların korunması hem de ekonomik değerinin sürdürülmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, damla sakızı üretimi yapılan bölgelerde, çevre dostu ve sürdürülebilir tarım uygulamaları teşvik edilmektedir.